30 Aralık 2009 Çarşamba

TEDAŞ Fatura Bilgileri CEP’te!

Tedaş Cepten Borç Sorgulama sistemi ile ilgili yaptığı yeniliği web sitesinde yayınladı.

Elektrik aboneleri; Turkcell, Avea ve Vodafone’un çözüm ortağı olan Ester’in “Mobilöğren Servisi” ile elektrik fatura bilgilerine anında ulaşabilecekler. TEDAŞ tarafından e-devlet’ten m-devlet’e geçiş sürecinde hizmete sunulan “TEDAŞ Mobil Bilgi Servisi” sayesinde abonelerin bilgiye erişiminde zaman ve mekan sınırları ortadan kaldırılmış olacak.


Bu hizmetten yararlanmak isteyen elektrik abonelerinin cep telefonlarına tüm operatörler için “ABONE boşluk İşletme Kodu boşluk Abone Numara”larını yazarak 4186 servis numarasına SMS göndermeleri kayıt olmaları için yeterli olacak. Elektrik aboneleri ayrıca www.tedas.gov.tr internet adresinden veya abone oldukları elektrik dağıtım şirketlerinin web adreslerinden de “TEDAŞ Mobil Bilgi Servisi”ne kayıt olabilecekler.


Servise abone olan kullanıcıların cep telefonlarına hizmet kapsamında aşağıda yer alan bilgiler her ay otomatik olarak SMS ile gönderilecek.


Servis aboneleri sunulacak hizmet kapsamında;

· Fatura borç tutarı ve son ödeme tarihini,
· Faturasının ödemesi yapıldığında ödeme yapıldı bilgisini,
· Son ödeme tarihi geçtiği halde ödenmemiş faturası varsa ödenmedi bilgisini,
· Ödenmeyen fatura nedeniyle abonenin elektriği kesilecekse kesinti bilgisini,
otomatik olarak öğrenebilecekler.


Elektrik aboneleri mobil bilgi servisine abone olmaksızın diledikleri zaman anlık sorgulama yaparak da fatura bilgilerine ulaşabilecek. Sorgulama için FATURAM boşluk İşletme Kodu boşluk Abone Numarası’ nın 4186’ya gönderilmesi yeterli olacak. Sorgulamalar, 4186 servis numarasına gönderilen ve 4186’dan gelen her bir mesaj için; mesaj başına 1 standart SMS / 2 Kontör olarak ücretlendirilecek.


Turkcell, Avea ve Vodafone kullanıcılarının hizmetine sunulan “TEDAŞ Mobil Bilgi Servisi” ile yapılan sorgulamalar ve servis aboneliği hizmeti kapsamında gönderilen otomatik bilgilendirme mesajları mesaj başına 1 Standart SMS/ 2 Kontör olarak ücretlendirilecek ve herhangi bir sabit abonelik ücreti alınmayacak.

26 Aralık 2009 Cumartesi

Lighttech/Elektrik, Aydınlatma ve Tesisat Fuarı 2010

Elektrik – aydınlatma sektörü Mart 2010’da İstanbul’da buluşuyor

Elektrik ve aydınlatma dünyasındaki yenilikler 12-15 Mart tarihleri arasında 2. Lighttech/Elektrik, Aydınlatma ve Tesisat Fuarı’nda sergilendi. Geçtiğimiz yıla oranla yüzde 50’lik bir büyüme oranı sağlayan Lighttech Fuarı 6.709 m2’lik net alan üzerinde gerçekleştirildi. Fuarı 882 yabancı olmak üzere toplam 14.247 kişi ziyaret etti. Fuarda yurtdışından 13 yurtiçinden 138 firma katılımcı olarak yer aldı.
İstanbul, 15 milyonu aşan ve her kültürden insandan oluşan nüfusuyla hem Türkiye’nin ve hem de bölgenin en büyük şehridir.

Bir başkent olmasa da Türkiye'de hemen hemen tüm endüstrilerin, ticaretin, kültürün, ithalat ve ihracatın merkezi olan İstanbul, hem iç hem de dış ticarette merkezi bir öneme sahiptir.

İstanbul'da ticaret sektöründe yaratılan katma değer, il toplam katma değerinin yüzde 26.5'ine ulaşıyor ve ticaret, sanayiden sonra İstanbul'un en önemli sektörü durumunda. Türkiye genelinde ticaret sektöründe yaratılan katma değerin yüzde 27'si İstanbul'a aittir.

Fuar tanıtımı İtalya Euroluce Fuarı’nda gerçekleştirildi

Bu yıl 48.’si yapılan Euroluce Fuarı 22-27 Nisan tarihleri arasında İtalya’nın Milano şehrinde gerçekleştirildi. 43.279 m2’lik alan üzerinde yapılan fuarda 538 firma katılımcı olarak yer aldı. 152 ülkeden 278.000 ziyaretçi tarafından ziyaret edilen fuarda Lighttech Fuarı ile ilgili katılımcılar ve ziyaretçiler bilgilendirildi.
Ziyaretçilerin geldiği ülkeler: ABD, Almanya, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Bulgaristan, Cezayir, Çin, Fas, Fransa, Hindistan, İran, Irak, İspanya, İsrail, İtalya, Katar, Kıbrıs, Kore, Kosova, Macaristan, Makedonya, Mısır, Romanya, Rusya, Sırbistan, Slovenya, Sudan, Suriye, Türkmenistan, Ürdün, Yunanistan, Suudi Arabistan.

Katılımcı Ülkeler: ABD, Avusturya, Birleşik Arap Emirlikleri, Hindistan, İngiltere, İran, İspanya, İtalya, Rusya ve Ukrayna.
kaynak:lighttechexpo.com

25 Aralık 2009 Cuma

Led Pazarı Türkiyede büyümeye devam ediyor

Özellikle yılbaşı yaklaştıkça led pazarının daha da canlandığına şahit oluyoruz.
Pazarın canlı olup olmadığını görmek için vitrinlere bakmak yeterli olacaktır.
Göze Çarpan Led tasarımlı ürünleri şöyle sıralayalım.
» Ledli Armatür
» Ledli Fener
» Ledli Gösterge
» Ledli Lamba
» Ledli Logo
» Ledli Pano
» Ledli Reklam
» Ledli Sokak Armatürü
» Ledli Stop
» Ledli Tabela
Peki led li ürünlerin avantajları nelerdir diye bakacak olursak:
* Enerji tasarrufu (1/8)
* Kablolama maliyeti çok düşüktür.
* Uzun ömürlüdür (50.000 Saat)
* Bakım gerektirmez.
* Çevre dostudur.
* Düşük ısı ve ışık kirliliğine sahiptir.
* Fiziksel darbe ve şoka dayanıklıdır.
* Yüksek parlaklık ve kontrasa sahiptirler.
* Elektromagnetik interference ve parazit (HUM) oluşturmazlar.
* Civa Kurşun vb Ağır metal oluşturmazlar.
* Plug-N-Play (Tak Çalıştır) özelliğine sahiptirler.
* Güneş Enerji panelleri ile besleme imkanı vardır.

ONLİNE Elektrik Malzemeleri SATIŞ PLATFORMU www.arselelektrik.com

24 Aralık 2009 Perşembe

Destek verin atık yağdan elektrik üretelim

Evlerde, lokantalarda kullanılan ve daha sonra lavabolardan dökülen
yağlar büyük bir çevre katliamına yol açıyor.

Yağ toplama sürecinde karşılaşılan zorlukları dün tüm açıklığıyla
anlatan Ezici Yağları'nın sahibi Mustafa Ezici, bugün de Türkiye'nin
hangi fırsatları nasıl kaçırdığını gözler önüne serdi.

Haberin Linki Burada


- Kamu kurumlarından alabiliyor musunuz?

Bazı bakanlıkların, kamu kurumlarının ve Meclis'in yağını
alabiliyoruz. Ama askeriyenin büyük bölümünün yağını alamıyoruz.
Halbuki ayda 500 tonun üzerinde yağ dökülüyor orada.

- Niye alamıyorsunuz?

Vermiyorlar, ne yapalım. Aslında ilgili bir yönerge de var, orada
diyor ki, "Para ile satılırsa satılır, satılmazsa askeri derneklere
verilir, o da olmazsa geri kazanım şirketlerine dağıtılır." Ama
askeriye şu anda hiçbirini yapmıyor.

Fakat bazı orduevleri, garnizonlar ve Deniz Kuvvetleri'nden
alabiliyoruz. Ben buradan komutanlara da çağrıda bulunuyorum, 'bu
yağlar boşa gitmesin, verin bize...'

- İnsanların çok umurunda değil galiba bu yağ işi...

Maalesef öyle. Bir türlü bilinç oluşturamadık. Mesela okullarda bu
konuda çevre dersi verilse önümüzdeki yıllar için çok iyi olur. Bir de
ben burada Doğa Koleji'ne inanılmaz minnettarım. Son dönemde Ataşehir
Belediyesi de destek vermeye başladı ve bütün konutlara bidon
dağıtıyorlar.

- Siz hangi şartta elektrik üretebilirsiniz?

Eğer devlet bana 14 euro/centten alım garantisi verse biz hemen
elektirik üretecek motoru kurarız. Aslında biz biyodizel de
yapabilirdik ama devletin litre başına getirdiği 82 kuruşluk ÖTV yükü
bunu da imkansız hale getirdi.

- Peki ne kadar elektrik üretebilirsiniz?

Şu anda biz iki firma ayda 500 ton yağ topluyoruz. Bununla birlikte
3.3 megawattlık bir elektrik santrali kurabiliyoruz ve bundan saatte
25 ton sıcak su 5 ton su buharı çıkıyor. Elektrik olarak da 5 bin
hanelik bir kasabanın 1 aylık enerji ihtiyacını karşılayabiliyoruz.

- Özel sektör almıyor mu?

Bir kere bu sıcak suyu alacak hiçbir firma bulamadım. Sadece Unilever
buharı alma garantisi verdi, bir de Garanti Bankası elektrik için
destek vermeyi düşünüyor.

Biz toplanan yağın üretiminde devletten destek istiyoruz. Almanya ve
İsrail benden alıp elektrik üretiyor, ama benim ülkem kullanmıyor.
Sonra da gidip petrole 40 milyar dolar para veriyoruz. Ben bir türlü
anlayamıyorum bunu.

Ama bizim özel firmalara da ihtiyacımız var. Mesela Turkcell, Garanti
Bankası, Unilever, Sabancı, Koç desin ki, "kardeşim sen bu motoru kur,
ürettiğin elektriğin yüzde 5'ini ben alacağım." Bize ayda 150 bin
dolarlık destek gelse biz de bu paradan firmalara dağıtıp çok daha
fazla yağ toplayabiliriz.

- Toparlarsak devletten tam olarak istiyorsunuz?

Bir kere bu yağların geri toplanmasında bir kota getirilmesini
istiyoruz. Mesela büyük yağ üreticileri marketlerde bakkallarda
yağlarını satıyorlar ama bir geri toplama zorunluluğu olmadığı için
umurlarında olmuyor. Fakat motor yağında zorunluluk var, satıcı
firmalar sattıkları yağın yüzde 30'unu geri topluyor ve çimento
fabrikalarında yaktırarak bertaraf ettiriyor.

Ayrıca denetim gerektiği gibi uygulanmalı ve yağını vermeyen firmalara
73 bin liralık cezalar artık kesilmeli.

Üretim tarafında da devletten destek istiyoruz. Tüm dünyada bu iş
böyle oluyor. Yağdan elde edilen elektrik normale göre biraz daha
pahalı ve aradaki farkı devletler karşılıyor. Çünkü öbür taraftan
yarattığı tahribat çok daha fazla. Devlet sadece 2-3 milyon euroya
sularımızı kurtarabilir.

- Özel sektör ne yapabilir?

Dediğim gibi, devlet değil de özel sektör alım garantisi verse o da
olur. 100 tane büyük firma benim atık yağdan ürettiğim elektiriğin
yüzde 1'ini alsalar bütün problem çözülür. Çünkü ben para
kazanabilirsem firmalara da bulaşıkçılara da aşçılara da para
verebilirim, o zaman yağların hiçbiri boşa gitmez.

Bizim gibi firmaların artık ayakta duracak hali kalmadı. Yağdan
biyodizel yapamıyoruz, elektirik üretemiyoruz, sadece ucuz fiyattan
yurtdışına gönderiyoruz. O yüzden bizim bu işe gönül verecek firmalara
ihtiyacımız var.

- Elektiriği nasıl göndereceksiniz?

Biz interconteks sistemi ile bu enerjiyi devletin şebekesine verip
onlara ulaştırabiliyoruz. Benden elektriği alan firma da 'ben atık
yağdan elde edilen enerji kullanabiliyorum' deyip çevresel mesajlar
verebilecek.

- Ne kadar pahalı?

Normalde kurumlar elektriği 26 kuruştan alıyorlar. Atık yağdan
üretilen elektriği ise bizden 29 kuruş artı KDV'ye alabilirler. Fark
sadece bu kadar. Herkes biraz destek verse biz Türkiye'nin sularını
kurtarırız, bütün yağları toplarız.

Eren Güler - hurriyet.com.tr 23 Aralık 2009
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/13278021.asp

6 Aralık 2009 Pazar

Greenpeace ne yapsın!!!





Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Greenpeace Türkiye Ofisi’ni ziyaret etti.Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Uygar Özesmi’nin, “Bakanlık da artık nükleer masala karşı ‘dur’ diyecektir diye umut ediyoruz” sözlerine, “Nükleer enerji santrallerinin kurulmasından yanayım” sözleriyle karşılık veren Bakan Yıldız’a, “üzerinde “Nükleerle yaşamaya hazır mısınız?” yazılı tişört hediye edildi.

Taner Yıldız, “Biz hazırız” diyerek salondakileri güldürdü.

Bakan Yıldız, öğlen saatlerinde Beyoğlu’da bulunan Greenpeace Türkiye Ofisi’ne geldi. Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Uygar Özesmi ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Yıldız, bu sırada ikram edilen ve çayı içti. Öncelikle söz alan Özesmi, çayın garantili olduğunu ifade ederek espri yaptı.

Özesmi, Bakan Yıldız’ın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Kendisinin bizi ziyaret etmesinin temelinde Greenpeace’nin bağımsız bir kuruluş olarak, hiçbir devletten, hükümetten destek almayarak tamamen sokaktaki insanın verdiği desteklerle ayakta kalan, bu açıdan da son derece bağımsız biçimde çalışan bir örgüt olmasından kaynaklandığını düşünüyorum” dedi. Greeenpace’in Türkiye’de 20 bin destekçisi olduğuna dikkat çeken Uygar Özesmi, örgütün gücünü tamamen halktan aldığını, internet üzerinde Greenpeace’e destek veren 200 binin üzerinde insan olduğunu söyledi.

Özesmi, “1 milyon kişiye karşı bakanlık da artık nükleer masala karşı bir ‘dur’ diyecektir diye umut ediyoruz. Sinop’ta 2006 yılında 15 bin kişi nükleere karşı yürüdü. Akkuyu halkı ‘nükleere hayır’ dedi. Sürekli nükleer tehditten dolayı halk göç ediyor. Türkiye’de bu nükleer macera 4 kez fiyaskoyla sonuçlandı. Greenpeace bütün bu kampanyalarda etkin biçimde yoluna devam etti. Vakit ve enerjimizi nükleere harcamayalım, yüzümüzü güneşe, rüzgara dönelim. Nükleer gibi bir olaya girmeyelim. Bakanlığın nükleeri Türkiye’ye sokmayacağını ümit ediyoruz. Biz diyaloğa açığız, bu diyaloğu devam ettirelim. Önemli olan şey bir sonuç getirmesi.

Beraberce Türkiye’de bir enerji devrimi yaratabileceğimize inanıyorum” açıklamasında bulundu.

Bakan Yıldız, Özesmi’nin konuşmalarını zaman zaman gülerek dinledi. Özesmi, açıklamasının ardından Bakan Yıldız’a üzerinde “Nükleerle yaşamaya hazır mısınız?” ifadesinin yer aldığı tişört hediye etti. Bakan Yıldız da ‘biz hazırız’ diyerek salondakileri güldürdü.

Ziyaretinin sorulması üzerine konuşan Taner Yıldız, “Ben şeffaflığın gücüne inanıyorum. AK Parti hükümetinin şu ana kadar uyguladığı bütün politikalar son derece net. Şu ana kadar uygulanan bütün sektörlerdeki yapı budur. Katkı sağlayacak herhangi bir bilgiye açığız. Biz yerli ve yenilenebilir enerji kaynağını önceliklerimizin başına koyduk. Omuzlarımızda hissettiğimiz farklı sorumluluklar var. ‘Biz yerli kaynaklarımızı yerine getirelim ancak günde 2 saat elektrik kesmek zorunda kalacağız’. Ben bu cümleyi hiçbir zaman kullanamam. Ben her yerli kaynakları harekete geçirmek zorundayım. Arz güvenliğiyle alakalı bütün tedbirleri de almak zorundayım. Bu sorumluluk bize yüklenmiş” dedi.

Yıldız, nükleer enerji santrallerinin, en az karbondioksit solunumu yapan güç santrallerinden bir tanesi olduğunun altını çizerek, “Ne yapmak istediğimiz konusunda niyetimiz iyi olsa da bunların şekillendirilmesi konusunda farklı çözüm yolları olabilir. İkna edemediğiniz takdirde ikna olmanız lazım diye düşünüyorum. Çalışma gruplarımız içerisinde son derece açık, net, gayet samimi bir şekilde birbirimize bu bilgileri açmamız lazım. Türkiye’deki enerji politikalarının yürütülmesinde Enerji Bakanlığı verilerin toplanması ve değerlendirilmesi konusunda görevini yapıyor.

Eksik bilgimiz varsa telafi ederiz, fazla bilgimiz varsa kamuoyuna açıklarız. Bırakın sakınca duymayı, bu ziyaretin tam tersi bir artı olduğu kanaatindeyim. Bizler hem sorumluluklarımızı yerine getirmede, hem de bilgilerimizi paylaşmada kamuoyuna açık olmalıyız. Nükleer santraller en az karbon salınımı yapan tesislerdir. Nükleer enerji santrallerinin kurulmasından yanayım. Hem hükümet olarak, mühendis olarak da bunu söylüyorum. Sera gazları açısından baktığımızda, karbon açısından baktığımızda da nükleer enerji santrallerinin teknik verileri ortada. Nükleer enerji santrallerinin kurulmasının doğru olduğuna inanıyorum, bu santrallerin kurulması kesinlikle gerekli” şeklinde konuştu.

Bakan Yıldız, yenilenebilir enerji kaynaklarının Türkiye’ye yetmediğinin de altını çizdi.