Evlerde, lokantalarda kullanılan ve daha sonra lavabolardan dökülen
yağlar büyük bir çevre katliamına yol açıyor.
Yağ toplama sürecinde karşılaşılan zorlukları dün tüm açıklığıyla
anlatan Ezici Yağları'nın sahibi Mustafa Ezici, bugün de Türkiye'nin
hangi fırsatları nasıl kaçırdığını gözler önüne serdi.
Haberin Linki Burada
- Kamu kurumlarından alabiliyor musunuz?
Bazı bakanlıkların, kamu kurumlarının ve Meclis'in yağını
alabiliyoruz. Ama askeriyenin büyük bölümünün yağını alamıyoruz.
Halbuki ayda 500 tonun üzerinde yağ dökülüyor orada.
- Niye alamıyorsunuz?
Vermiyorlar, ne yapalım. Aslında ilgili bir yönerge de var, orada
diyor ki, "Para ile satılırsa satılır, satılmazsa askeri derneklere
verilir, o da olmazsa geri kazanım şirketlerine dağıtılır." Ama
askeriye şu anda hiçbirini yapmıyor.
Fakat bazı orduevleri, garnizonlar ve Deniz Kuvvetleri'nden
alabiliyoruz. Ben buradan komutanlara da çağrıda bulunuyorum, 'bu
yağlar boşa gitmesin, verin bize...'
- İnsanların çok umurunda değil galiba bu yağ işi...
Maalesef öyle. Bir türlü bilinç oluşturamadık. Mesela okullarda bu
konuda çevre dersi verilse önümüzdeki yıllar için çok iyi olur. Bir de
ben burada Doğa Koleji'ne inanılmaz minnettarım. Son dönemde Ataşehir
Belediyesi de destek vermeye başladı ve bütün konutlara bidon
dağıtıyorlar.
- Siz hangi şartta elektrik üretebilirsiniz?
Eğer devlet bana 14 euro/centten alım garantisi verse biz hemen
elektirik üretecek motoru kurarız. Aslında biz biyodizel de
yapabilirdik ama devletin litre başına getirdiği 82 kuruşluk ÖTV yükü
bunu da imkansız hale getirdi.
- Peki ne kadar elektrik üretebilirsiniz?
Şu anda biz iki firma ayda 500 ton yağ topluyoruz. Bununla birlikte
3.3 megawattlık bir elektrik santrali kurabiliyoruz ve bundan saatte
25 ton sıcak su 5 ton su buharı çıkıyor. Elektrik olarak da 5 bin
hanelik bir kasabanın 1 aylık enerji ihtiyacını karşılayabiliyoruz.
- Özel sektör almıyor mu?
Bir kere bu sıcak suyu alacak hiçbir firma bulamadım. Sadece Unilever
buharı alma garantisi verdi, bir de Garanti Bankası elektrik için
destek vermeyi düşünüyor.
Biz toplanan yağın üretiminde devletten destek istiyoruz. Almanya ve
İsrail benden alıp elektrik üretiyor, ama benim ülkem kullanmıyor.
Sonra da gidip petrole 40 milyar dolar para veriyoruz. Ben bir türlü
anlayamıyorum bunu.
Ama bizim özel firmalara da ihtiyacımız var. Mesela Turkcell, Garanti
Bankası, Unilever, Sabancı, Koç desin ki, "kardeşim sen bu motoru kur,
ürettiğin elektriğin yüzde 5'ini ben alacağım." Bize ayda 150 bin
dolarlık destek gelse biz de bu paradan firmalara dağıtıp çok daha
fazla yağ toplayabiliriz.
- Toparlarsak devletten tam olarak istiyorsunuz?
Bir kere bu yağların geri toplanmasında bir kota getirilmesini
istiyoruz. Mesela büyük yağ üreticileri marketlerde bakkallarda
yağlarını satıyorlar ama bir geri toplama zorunluluğu olmadığı için
umurlarında olmuyor. Fakat motor yağında zorunluluk var, satıcı
firmalar sattıkları yağın yüzde 30'unu geri topluyor ve çimento
fabrikalarında yaktırarak bertaraf ettiriyor.
Ayrıca denetim gerektiği gibi uygulanmalı ve yağını vermeyen firmalara
73 bin liralık cezalar artık kesilmeli.
Üretim tarafında da devletten destek istiyoruz. Tüm dünyada bu iş
böyle oluyor. Yağdan elde edilen elektrik normale göre biraz daha
pahalı ve aradaki farkı devletler karşılıyor. Çünkü öbür taraftan
yarattığı tahribat çok daha fazla. Devlet sadece 2-3 milyon euroya
sularımızı kurtarabilir.
- Özel sektör ne yapabilir?
Dediğim gibi, devlet değil de özel sektör alım garantisi verse o da
olur. 100 tane büyük firma benim atık yağdan ürettiğim elektiriğin
yüzde 1'ini alsalar bütün problem çözülür. Çünkü ben para
kazanabilirsem firmalara da bulaşıkçılara da aşçılara da para
verebilirim, o zaman yağların hiçbiri boşa gitmez.
Bizim gibi firmaların artık ayakta duracak hali kalmadı. Yağdan
biyodizel yapamıyoruz, elektirik üretemiyoruz, sadece ucuz fiyattan
yurtdışına gönderiyoruz. O yüzden bizim bu işe gönül verecek firmalara
ihtiyacımız var.
- Elektiriği nasıl göndereceksiniz?
Biz interconteks sistemi ile bu enerjiyi devletin şebekesine verip
onlara ulaştırabiliyoruz. Benden elektriği alan firma da 'ben atık
yağdan elde edilen enerji kullanabiliyorum' deyip çevresel mesajlar
verebilecek.
- Ne kadar pahalı?
Normalde kurumlar elektriği 26 kuruştan alıyorlar. Atık yağdan
üretilen elektriği ise bizden 29 kuruş artı KDV'ye alabilirler. Fark
sadece bu kadar. Herkes biraz destek verse biz Türkiye'nin sularını
kurtarırız, bütün yağları toplarız.
Eren Güler - hurriyet.com.tr 23 Aralık 2009
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/13278021.asp
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder